Benim korkmuş, depresif yanım, kedi kadar naif
Naçizane dudaklarına sürme çekercesine işlediğim
Kalfa, mezarlık gülü, sigarayı tabut devirircesine dumanlayan
Fayda bilir, menfaatçi ve de tıpkı benden bir parça
Telefon ahizesinden saf kokumu alıp baştan çıktın
Artık yasak elmam olacaksın
Acıları mutluluğa ben değil sen çevireceksin
Geri dönülmez günlerde, fotoğraflarda ölümü görürdüm
Şimdi herkesin dilinde sen, gözlerine ışıklar patlattım
Ömre renk veren tek bardaktan bir yudumluk su kadar aziz olduk
Bir o kadar konuşuluyor muyuz? Üç adet soru sor demiştim
Sen şişeyi bana çevirdin, ıslak ve sıcak tenin daha çok kavruldu
"LOSGP"
Durağın birinde atılan çığlık esareti
Son kez sarılırcasına, uzak uzak yürüdün
Neden arkana bakmadın?
Nedir bu çekilen bizler tarafından?
Pişmanlık mı? Gerçeklik mi?
Yoksa sorular cevapsız kaldıkça
Geçmişte açılmış yaraları deşmeden saran
Bir tutam kefaret mi?
Aynı yol, üç kez yürüdük, yine yürüyorum
Tek başıma, çaresiz kaygı himayesinde
Tepemde ay ve bulut, kızıl saçlarıma yağmur düştü
Gözlerim boğulurcasına ağladım o yolda
Ve sesin hep kulaklarımda, pişman mıyım?
Sorgu sual eksik olmadan, bir sigara daha yaktım
Boğazım kupkuru, dudakları çatlatan zemheri
Ve de ıslatan sen, yeniden doğan, tanrıça silueti
Yüce arkadaşım
Esenlikler dileyeceğim, ışıkla kalacaksın
Belki de benim olacaksın
Ya da unutup, dördüncü defa aynı patika
Benimle tamamlayacaksın
Cancağızım, benim sıska, tatlı tutkum
Kollarımda taşıyıp başka zevklere sürgün ettiğim
Şayet rıza duyduğumuz bu dokunuşlar bizi bağladı
Artık istesen kurtulamazsın
Çünkü acıyı beraber sırtlayıp
Şehveti beraber taşıdık
Ne az buz yürüdük
Ne de bir karara varabildik
Bıraktık zamana, yağmurun damladığı
Bir başka duraklar
Belki kızıl saçlı define
İstasyon'da bir mezarlığa
Benim mezarımı sen kaz
İlk toprağı annem atsın
Seni oracıkta görünce ağlayacak
Sarıl ona önce, sonra toprağıma gardenyalar dik
Yaslı toprağımdan filizlenecektir
Hem gardenya koklarsın
Beni sana hatırlatır belki
Henüz yirmili yaşlar, kara fon kulakta gitti desinler
Aldırış etme, şiirlerimle yaşa beni
Bana verdiğin defteri, işte o gün sana ait edeceğim
İçinde bir şeyler bulacaksın
O zaman beni cidden anlayacaksın
Sözler ve yeminler tutacaksın
Bu gece şahit olsun ki
Yoğun yoğun hissedeceksin
Hiç hissetmediğin kadar
Dişlerinde kemiklerimden tatlar
Gözlerinde yaşlar olacak ama
Anlayacaksın cancağızım