Yalın ayak, uyku uyumadan, günler boyu yürüyordu
Omuzlarında kor ateş turuncusu, gözlerinde özgürlük arzusu
Kimseye haber etmeden, nereye gidiyordu?
Kalbi yontuldu, dudaklarında özlem var
Bitmek bilmeyen ilahiler, saç beyazlatan türküler
Ellerinden kayıp giden yılların hatırası
Belinde sedef sap, yadigar çakı, yüzünde yılların izleri
Rüzgar gibi bir çocuk bu civarda
Anasının karnından sezaryenle doğdu
Özgürlüğü ve cesareti bulma umuduyla
Sağı solu darmaduman edercesine
Vefalı toprakların bambaşka insanlarına saatin akıbeti sordu
Nefes nefese, terli suratına çarptığım suların acelesiyle
Kimse sormadı ona
"Bu oğlan nereye gidiyordu?"