Doğan güneş sabahı katletti, kara fon kükrüyor
Dudaklarımdan ısırıp beni bu içine çektiğin gölgeler
Hiç bu kadar ürkütücü ve can alıcı bir hal almadı
Bacaklarım hantal, gözlerim yorgun, katran kokuyor
Kalk gel, bedenimi ruhumdan ayırırcasına hasret
Kırk beş yıl hatır nikotin tüketircesine harmanım
Çakırkeyf günler geçiyor, Kasım ayı geldi gelecek
Sur üflensin, jileti çevir, parmak uçlarında yürü
Sakın ola beni yalnız bırakma, tren saymaktan acizim
Belki sesim soluğum çıkmaz, o gün orada olduğum anlaşılmaz
Şayet orada olsaydım, oracıkta dimdik dursaydım
O kavat gıdım gıdım gebermişti, ruhu semaya mütevellit
Bedeni köpeklere servis edilircesine peşkeş sunusu
Şad edilmek üzere bin bir farklı toprak altında
Hallelujah!