takriben bir gece yarısı
ve sokaklar boyu seni görüyorum
önce silüetin beliriyor
ve duyamadığım, doyamadığım
vakum yumuşağı saçların görünüyor
yıldızlı gök kubbe altında
bir gece yarısı
Sisli bulutların kapattığı güneş altında
zemheri mevsimin son aylarında
umursamaz tavırlarında kavruluyorum
ve zaman geçiyor, kayıp gidiyor
sürüklüyor beni uzak diyarlara
yine de dönüp arkama bakmıyorum
Önce uzak diyarlara ilk adımı atıyorum
uzanıyorum ıslık öttüren bozkırlara
ve de kurarken hayaller
dalıyorum oracıkta, sızıveriyorum
seninle kurduğum, kavuş bilmez alemlerden
özlem bitmez rüyalara
Akdeniz topraklarındayız
vücutlarımız toprağı delen bir kardelen gibi
boylu poslu kök salmış
bir o kadar bağlı, bir o kadar tutkun
ve de doyamıyorsun bana
Ve delicesine öpüyorum seni oracıkta
dudaklarımız sevişiyor
sen hiç olmadığın kadar ısınıyorsun
her dokunuşta şehveti tadıyorsun
öylesine savunmasız
ve de yarınlar yokmuşçasına sevişiyoruz
Şayet böyle bir rüyadan uyanılmaz
ölüm uykusuyla göreceğimi bilsem
ateşler içinde yanmayı yeğlerim
şayet ateşler içinde can vermek
sensizlik esareti altında kavrulmaktan
daha fazla yakamaz canımı
"Kalben yaralama suçundan
bir gün sende yargıılanacaksın
senin açtığın yara izinde
kor ettiğim ateşten yanan sigaram bilirkişi
ciğerlerim mağdur
bu satırlar şahidim olacak"