falanca gün, falanca saat
yürüyorum
arkama bakmadan
Öylesine bir yürüyüş ki
arkamda bir eş
bilimum dost bırakıp
kör kütük bir evi terkettim
sınıra doğru
adım adım
yavaş yavaş
yürüyorum
arkama bakmadan
Kız kardeşim bana bir kağıt vermişti
her gece, bir köşesine
ufak tefek karalamalar
şairin sanatı serenat ettiği dakikalar
Top patladı, kurşunlar kemiğe çentik
süngüler namluda, herkes düşünüyor
eşini, nişanlısını ve de sevdiğini
Ve bende kesinlikle düşünebilirdim seni
sana özlem dolmuş kalbimden bir parçayla
yazabilirdim senin özleminle yontulmuş mektuplar
Ama sen, bir zamanlar bana yalanlar söylediğin gibi
uzun zaman önce
gönlünü de bir başkasına kaptırdın
Ben ki, bunları düşünmeden
sadece pipomu içiyorum
tatlı Yunan tütünü ile doldurduğum
Ben sadece o kaçınılmaz kurşunu bekliyorum
bu düşmanlığa bir son vermesi
ve de acılarımı dindirmesi için
ve de acılarımı dindirmesi için
Bir daha savaştığımızda
göğsümü gerip
karşıdan gelen kurşunları karşılayacağım
"Beni bekleyen kimsem yok, geri dönmeyeceğim
bizler için kazılmış mezarlardan birine gömüleceğim"