Hiçliğin buyruklarından çıka geldim
yol boyu sorgu sual ettim ve de seni buldum
yanımdasın, yürüyoruz, kollarımda ve dudaklarımda
sanatıma serenat tutkusu getiren ilham perisi misali
nece güzel bir tutkusun sen sevgilim?
Doğu Trakya ve Marmara
stresli toprakların buhran şehrinden
sen ki, Türkmen kızı
gözlerinde kendimi buluyorum
Balkanlar ve Doğu Avrupa
ölü kentin deniz kokan şehrinden
ben ki, çetrefilli şairlerden biriyken
yanında huzru temsil eden seni seyre dalıyorum
Gözlerim gözlerinde, dudaklarım dudaklarında
seni süzüyorum, baştan aşağı, kollarımdayken
sonbaharı yaşıyorum seninle, seninle ağlıyorum
seninle gülüyorum, seninle öğreniyorum
Günler geçti, karanlık çöktü çökecek
seninle adım adım, uzak uzak
kimselerin olmadığı köşkümüz caddelerinde
"Enas Tourkos sto Parisi" dinliyoruzBenim kelimelerle dans ettiğim saatlerde
rüyanda beni görmeni arzu ediyorum
tıpkı o sanatçının kıskandığı Türk kedisi gibi
bu şair senin tatlı uykunu kıskanıyor
benim uykusu kadar derin olan sevgilim
Ve de her gün yeniden doğuyoruz
aşkımız dinç vaziyet ateşleniyor
alev alıyorum
belki de kül olacağım
beni öldürse, senin aşkından öleyim
senin yolunda, senin yanında
hazine ve ganimet peşinde bir korsan misali
huzurlu uykumda, eşsiz gözlerine dalmışken
zarafetin doruklarında öleyim sevgilim
"Sana kaptırdığım gönlümün bahçelerine yelken açacağım
ve de bir gün yanımda uyandığın zaman
seni ilk günlerde olduğu gibi dudaklarından öpeceğim
nefesin kesilip gülümseyene kadar çekilmeyeceğim
o zaman anlayacaksın
aşkımın ne kadar derin
tıpkı senin gibi ince
ve de eşsiz olduğunu"