Yaşadığım dünyada her zaman dört köşe vardır
benim için güneş parlamaz
ve de tüm dünyam karanlıktır
Benim kurşun geçirmez pelerinim
ve de nefrete siper olmuş bir suratım var
nereye gidersem gideyim
başka yakalardan selam gönderiyorlar
bu yüzden edebim bozuktur
ne üslup bilirim
ne de terbiye
kalemim şahit
kağıdım tanıktır
Zamanında konuşurdu yumruklarım
birden bire sıvazlanırdı bir kehribar keski
sokak kızıla boyanır, dönerdi bir başka evin direği
belki mefta, belki kevgire
Senin ufkumu genişleten bir ilhamın var
bereket sütü emdiğim göğüslerin
ve de şehvetimi paravan eden dudakların
Ne yazıktır benim için
senin gibi tabuttan çıkma bir güzelliğe
zorunda kalmak, açıklama yapmak
özgürlüğüm gibi kaybedeceğimi her şeyimi
birer birer
birden bire
Uluslar kuşatılacak
vatanım işgal edilecek
cadde bostan köklerimi arayacağım
tıpkı senin gibi
belki de kaybolacağım
Sanıyorum ki
parmaklarımı bir bir kıracaklar
ve uzatacaklar karaladığım defteri
Cengaverler kör kurşunu ateşleyecek
ve vuracaklar "Barış!" diye inleyen
özgürlük marşı cıvıldayan güvercinimi
Güvercin düşecek meydanın orta yerine
üçüncü sayfada, kenar köşeye
atacaklar bir manşet
ve yazılmayacak
bir başka şiir
bir başka kağıda