20 Şubat 2023 Pazartesi

UZAKLAR BOYU

Bir kahvenin hatrıyla tütüyoruz
sen ise üzerimdesin
dudaklarında nikotin
göğüslerinde ise derdeva bir tat kalmış
doyumsuzca sevişiyoruz

Bir haftada bin bir kavga gürültü
bir günde bir kopukluk
bir gecede ayrılık
gün doğuşuyla gelen barış güvercini
yeniden kavuşuyoruz

Tahriki tatbikat bir bakışla
öpmek doymaz ağzından kelimeler dökülüyor
gönlüme serpiyorsun tüm azizliğini
ve akşamına uzaklara karışıyorsun

Belki senin için yakın
benim için ufukları aşkın
yürümek bilmez bir mesafedir bu

Çünkü değil beklemek günleri
sesinden yoksun iken bile 
darma duman, çöktükçe çökercesine
senin seçtiğin şarkının bereketiyle
bir başıma, yapayalnız, gözlerinin hasretiyle
seni düşünerek tütüyorum
ve de kaldırıyorum başımı sisin içinden
tavana doğru dilekler dileyerek
istiyorum seni




18 Şubat 2023 Cumartesi

SON ÇIRPINIŞLAR

Bir sorgu sual ile başlayan bir tutku
eşsiz kokunla tütmüş çarşaflar
ve de dört duvar içi yükselen müzik

Kim derdi? 
Bir uyanışla başlayan anılar
bir feraset ve nefretle son bulacak

Güvenini serzenişten sarkaç misali
kırdım ve de burktum ince ton yüreğini
ne dönüm, ne dönüşüm bıraktım sana

Mental sağlığımın kimyasıyla
sana yaşattım uyanışın nefretini
o an kusmak ve dağıtmak istedin
masumiyet kurbanı, canavar paravan suratımı

Ve hassas tenimde bıraktığın izler eşliğinde
bir daha göremeyeceğimi biliyorum
o şehvet tahribatı, defalarca tanıştığım suratını
gideceksin bu diyarlardan

Ve de döneceksin bir gün
ayak bastığın, çiçek açtığın vefalı topraklara
aklına bile gelmeyeceğim
gelirsem de hatırlamak istemeyeceksin

Ben ise yaptıklarımın mahçubiyetiyle
pişmanlığın bir başka meyvesini
sensizliğin esaretiyle yaşayacağım

Kim bilir?
kavrulacağım belki de
sensizliğin esareti
senin bıraktığın güzel anılar
ve de senin izlerini taşıyacağım




5 Şubat 2023 Pazar

GELENEK BİLMEZ GÜVERCİN

Yaşadığım dünyada her zaman dört köşe vardır
benim için güneş parlamaz 
ve de tüm dünyam karanlıktır

Benim kurşun geçirmez pelerinim
ve de nefrete siper olmuş bir suratım var
nereye gidersem gideyim
başka yakalardan selam gönderiyorlar
bu yüzden edebim bozuktur
ne üslup bilirim
ne de terbiye
kalemim şahit
kağıdım tanıktır

Zamanında konuşurdu yumruklarım
birden bire sıvazlanırdı bir kehribar keski
sokak kızıla boyanır, dönerdi bir başka evin direği
belki mefta, belki kevgire

Senin ufkumu genişleten bir ilhamın var
bereket sütü emdiğim göğüslerin
ve de şehvetimi paravan eden dudakların

Ne yazıktır benim için
senin gibi tabuttan çıkma bir güzelliğe 
zorunda kalmak, açıklama yapmak
özgürlüğüm gibi kaybedeceğimi her şeyimi
birer birer
birden bire

Uluslar kuşatılacak
vatanım işgal edilecek
cadde bostan köklerimi arayacağım
tıpkı senin gibi
belki de kaybolacağım

Sanıyorum ki
parmaklarımı bir bir kıracaklar
ve uzatacaklar karaladığım defteri

Cengaverler kör kurşunu ateşleyecek
ve vuracaklar "Barış!" diye inleyen
özgürlük marşı cıvıldayan güvercinimi

Güvercin düşecek meydanın orta yerine
üçüncü sayfada, kenar köşeye
atacaklar bir manşet
ve yazılmayacak
bir başka şiir
bir başka kağıda