26 Nisan 2021 Pazartesi

FARKLI KENT, KÜL KALP

Aynı kent, ateş kalp
Saatler boyu süren yolculuk
Yalan yanlış sözler, seçilmemiş sonuçlar
Ölüm edasıyla bir gülümseme, korkudan tekerrür 

Şüphe duyulan gözler, sevgiden uzak sesler
Boğazımı yakan sigara peşi peşine yanıyor
Ben böyleyim, sen ise zayıf noktam
Kara fon susmaz, kara fon kulaklarımda

İntihara meyil gösteren onca insan içinden
Bin bir ses soluk, tek nefeste dudak serüveni
Sana unutamayacağın bir acı, bir taş 
Bir parça da etimden verdim, dudaklarım uçukladı

Bana yaşattıklarını yaşamaktan korkma
Şayet yalancı bakışların, çürüyüp gittiğin o günler
En büyük korkun olsun, en büyük pişmanlığın

Beni alı koyduğun acı dolu günler son buldu
Elimdeki hançer damarlarımda, yırtıp atacak
Yıkıl karşımdan, suratını çek, bana zarar veriyorsun
Soğuk gözlerin evimde, yatağımda, üzerimde
Benim gibi köklerini arıyor, sürüne sürüne
Nece günler geçecek, asla bulamayacağız
Son bir kez konuşmadan, ölüp gideceğiz
İşte o zaman hakir zaman senin kemiklerini kireç
Benim saçlarımı kül edecektir
Ve de çok geç olacak, kuzey kutup sürmelim





20 Nisan 2021 Salı

TAPINIM SUNAĞI

Conta yakan geceler, kan donduran kesitler
Seni sunağa götüreceğim, tapınım yapacağız
Yıldızlı gecenin, ilahi yakarışları
Akıl ve ruh sağlığımız kayıp gidiyor
Kalplerimiz hızlanırken gözlerin kapanıyor

"Bana yalvarman hoşuma gidiyor
Sen benim olacaksın, ben ise senin"

Dehşete kapıldın, hançerim vücuduna temas ediyor
Duvarlar sesini yutuyor, dudaklarını çiğniyorum
Seni hemen öldürmeyeceğim, ölmek senin kurtuluşun

Mıhlı kaburga, saf etin lezzeti
Sadist ruhum seni yutuyor, ağzın kan içinde
Bedeninde izler bırakıyorum, kalıcı semboller kazıyorum
Kameralar parlıyor, herkes bizi hatırlayacak
Ve de ruhun bedenden ayrı, özgür olacaksın, sonsuza dek
Ben ise bu zevki yad ettiğim günleri getireceğim
Benim aciz insanım, etin çürüyene kadar devam ediyorum
Sunak gizli kalacak, bedenin sonsuza dek benim, ruhun yanı başımda
Sesin kısılıyor, gözlerini açamıyorsun, bilincin kapanıyor
Nece şaibe getiren bir ölüm, nece güzel bir tutku



10 Nisan 2021 Cumartesi

TABLOLAR, TUĞLALAR

Her açıdan farklı bir sabah
Aşkın milli marşını dinle
Yeni toprakların meyvelerini topla
Başka denizlerin mavisine karış

Tuhaf, senin olmuş birini kaybetmek
Öyle bir yol, öyle bir yer
Şüphe, korku ve ruh bedeni terk etmemiş
Her gece gözlerin yırtılana kadar ağlamak 
Ve de gün ağarana kadar dua etmek gibi

Yemeksiz sofradan çirkin aynaya
Kirpiklerime güz yağıyor
Kuzey kutbu mevsimini sürme yaptığın
O gözlerinle bak bana, kulak ver
"Hayallerin ve umudun bittiği durakta, sevenler kavuşacak"



8 Nisan 2021 Perşembe

BEN BÖYLEYİM

Aynı sabaha uyanıp, son bardaktan içiyorum
Yataktan kalkmadan yanımda olduğunu düşünüp
Aç karnımı dumanla doyuruyorum

Sanki hep yanımdasın, kokun tütüyor
Gözlerin parlıyor, dudakların nemli
Sıcacık bedenin üzerimde, gülümsüyorsun

Hayal kurmak, düşünmek beni yordu
Ben bencil ve zararlıyım, çenem hışırdıyor 
Sırtım çürük, kollarım kesik
Ama yine de seni düşünüyorum

Senden kaçıp kurtulamıyorum
Evimde bıraktığın ne varsa ellerimde
Anılarımız zihnimde yaşıyor

Ve şimdi bu hakir zaman beni terbiye ediyor
Ateş zincirler sırtıma iniyor, yalpalıyorum
Kaburgalarım teker teker kırılıyor
Nece gözlerim, dudaklarım, ellerim
Tekrardan sana uzanma hayaliyle, seni arıyor
Sana yaşattıklarım için, son bir kez sarılamadan
Perdeleri kapatıp, pelerinimi yakıyorum



7 Nisan 2021 Çarşamba

DÜNYEVİ DÜNYA

Kutsal ruh üflendi, insan canlandı
Gelişimini tamamlayana kadar ölüyor
Hayatta kalmak için yaşıyordu
Tanrılar ateşi verdi, bilginin kaynağıydı ateş

Kabil kardeşine kıydı, tarihin ilk katili oldu
Kabil'in soyu sürdü, bizler onun oğullarıyız
Çok yaşa BİRİNCİLOĞUL!

Günler geçiyor, güzler, şafaklar, nece gece akıbetine
Güneşler doğdu ve battı, savaşlar dünyayı bölüyor
İnsan öğreniyordu yaşamayı, hayatı ve öldürmeyi
Hayvanlara kıyıldı, kurbanlar verildi, var etti insanlar tanrıyı

Tapınım sunuyordu aciz insan, ölmek için yaşıyordu
Doyumsuz insan ürüyor, büyüyor, yaşlanıyor
Yüzyıllar boyu düzen kuruldu, sanatı keşfetti insan
Aslında sanat zihinlere kazılıydı, sanat insanın içindeydi

Kulak çığırtan çalgılardan, kara fon dönemine
İlkel canlılardan, modern mahlukatlara
Tanrıların bizlere sunduğu bu gerçek dünya
İnsanların zayıflıklarıyla, kirli elleriyle
Gözlerimizin önünde yok oluyor

Dünya yavaş yavaş insanoğluna benziyor
Onun kadar kutsal, onun kadar ölümlü
Aciz bir insan gibi yaşlanıyor, değişiyor
Ve de gözlerini kapatırcasına 
Nece bir yok oluşa bizleri şahit ediyor 





3 Nisan 2021 Cumartesi

MESİH, VAAZ

Naçizane günler, varoluşun sonuna doğru
Onca saf kuruntu, kulak çığırtan bir başka sabah
Son yalan, bin bir şüphe kokusu
Dilinde kibrit sönse burada yağmur yağmayacak

"Yaşayan Baba, Mesih, Yüce Efendi
İnsana yaşam veren ruhtur, insan eti gerçek yiyecek
İnsan kanı gerçek içecektir, insan eti ağırdır
Bizleri dirilt, yer yüzüne bir daha indir"

Ve günler kısaldıkça, insan birbirine kıymakla yükümlüdür
Mesih insanlara vaazlar veriyor, havada kavurucu bir sıcak
Dağlar yerinden oynarcasına kaynıyor
Nece güneşler batıp, nece aylar gök kubbeyi sallıyor

Mesih konuşuyor
"İnsan nankör, insan aciz, insan mahkum
Barışı getireni seçmez, kana susamış, ölümle beslenir
Karanlık dönem en şaşalı, en çetrefilli, en hakir zamanı yaşıyor
Eğer insan yolundan sapacaksa, dünya bir devri daha devirecek
Bin bir geceyi eritecek, bin bir sabaha yelken açacak
Kökünü bilmeden, sorguya kalmadan, kemiklerinin çürüyüşü
Gömüldüğü toprağın onu yok edişine şahit olacaktır"