Bugünün sabahını, gelmek bilmeyen bir akşam için çevirdim
Soğuk gecenin bitmek bilmeyen ay ışığı olsaydım mesela
Denizden çıkmayan o kumun, sahili aydınlatan kabukları
Çamur kokan, karanlığın yalnızlığı olsaydım
"Ben ne zaman öleceğim tanrım? Korku beni bulunca mı?"
İrileşen, çakıl meyvelerden birine dönsem
Kafamı kaldırıp bu aciz, bu kirli bedenden kurtulsam olmaz mı?
"Tanrım, uykusuz sabahların bir anlamı olmalı"
Pamuk kadar yumuşak, keten kadar sert bir sabahtayım
Suçum neydi? Neden ürkünç sabahın bir umudu yoktur?
Neden bir fotoğrafın rüyası yarım kalır mesela?
Ne zaman öylesine üşümüş bir evsizin yaktığı ateş olacağım?
Söyle tanrım, bunca zaman hep ben konuştum
Hep ben yazdım, hep ben kavruldum
Bin bir neden, türlü türlü sorularım var
Ruhani bedenime kavuşturmadan beni
Son bir kez, cevap ver bana