Kayboluşların kurtuluş yolcusu iken
aslen sözlerim kepenk çeker
belki bir kalem kurşunuyla yazarım
belki rüyalar aleminden yapma bir şarap çıkar
Hatırlamak benim nefretim
anımsamak benim korkum
Toprak bastığım her bahçe
senden bir koku taşır
oracıkta seni hatırlatır
akabinde seni anımsarım
güzelliğine duyduğum korku
nefretimi örtbas eder ardında
"Senin şehvete paravan gözlerine
bir yağmur damlasa, bin bir şiir olur"
Sahil kasabası gülüşünün sıcaklığı çarpar beni
oracıkta gözlerim körelir
oracıkta sana sarhoş olurum
karanlığımda senin hayallerine devrilirim
Mahcubiyetim sana değil
şüphesiz ki, kendime kızarım
şayet üstümde çirkinlik taşırım
acı, hüzün, kötülük ve de geçmiş taşırım
tüm tabiatından, en yeşilinden, nitekim güzelliğiyle
yine gözlerini dikersin üstüme
sırt üstü bıçaklar düşüverir bir anda
üzerimdeki huzursuzluk kayıplara karışır
elimden kurşunu kaleme takas edersin
ben ise tüm zarafetinle seni yazmak isterim
Sen tüm şefkatinle yaşam verirsin
ben çoktan seyre dalmış olurum kağıtlara
tam kaleme davranacak iken
her zaman olduğu gibi
gözlerin ilk kurşunu atar
Akrep yelkovanı kovalarcasına
özlem saatim ötüp durur
ve gecesine bütün şiirlerim silahlanır
dünüm, yarınım durmaksızın
her günüm seni arar
rüyalarda buluşuruz
ve de tüm kutsallığıyla sen yetişir imdadıma