21 Ocak 2024 Pazar

EZELİ 16

Satır bitmez gecelerde
kalemi kağıda düşman ettim
sigara külüyle boyanmış
on beşimin arsızlığında
puslu güneşe göz açıyorum

İştah kaçkını bir aile sofrasında
tüm huzurum ellerimden kayıp gidiyor
öfke üfürüğüyle dizginlenip
soğumuş yumruklarımı savuruyorum

Sahte cennetin doruklarında
ciğer deşen şarkılar eşiğinde
zehir kanıma karışıyor

Önce dostane gülüşler kopuyor
akabinde vahşi haykırışlar
kavga kıyamet esnasında
düşman soğukluğunda darbeler iniyor 

Aylar geçiyor
peşinden yılları kovalıyor

Ben on yedime giriyorum
sen hep on altı kalacaksın

Toprağından kaçarcasına
başka beton kiri binalara yerleşiyorum
diken üstünde tetik misali adımlarla
yaka avuçlayan hezeyanlar yürüyüşündeyim

Peşimde gömü bırakırcasına
insan kalabalığından yalnız ayrılıyorum
korkuyla sindirilişim ağız fermuarını sıkı tuttukça
her sohbet esasında üstü kapalı geçmişim adına 
bir parça dönüt yakıyorum

Farklı bahçelerden çiçekler sırdaşım
farklı şehrin kem kadınları yoldaşım 
sindiğim her çarşafın rüyasından
farklı bir cam güzeli pus güneşe uyanıyorum

Güneşin yerini yaz akşamlarından bir tanesi alıyor
yıldızları sayıklamak üzere anıların esaretine dalıyorum
kayıtsızca benden kopardığın masumiyetimle
bir başka gecenin rüyasına yine seninle beraberiz

İnancım olmayan yirmi birime girmek üzere iken
sen en genç halinde, hep on altı kalacaksın



9 Ocak 2024 Salı

KURŞUN TUTMAZ

Yıllar boyu süren satır sonu yürüyüşüm
esiri olduğum hatıraların çıkmazına giriyor

Sana tüttürdüğüm
aşkım, sevincim ve öfkem
satırların arasında kim vurduya gidiyor

Ne yazıktır
günahkar ellerim yeniden
dudak üstü sigara eşliğinde
kalemiyle kağıda dokunuyor

Kurşun kesiği karalıyor 
beyaz masumiyeti kağıtları

akabinde tanışıyor
kurşun yorgunu gözlerim
esrar yeşili gözlerinle

Öylesine yazıktır ki
zaman, mekan tutmaz
yılları saymaz oldum
mevsimler yoldaşı zemheri
öğle yağmuru rüzgarıyla
deşiverdi ciğerlerimi

yeni yıllar geçecek
yeni insanlar tütecek
yeni topraklara ineceğiz

senin tazeliğinden bir tutam
senin şehvetinden bir parça
senin temizinden 
bir başka beyaz kağıda
en güzelinden seni yazacağım

"Kışın senin sıcaklığın kavururdu beni
ne sen çığlıklarımı duyarsın
ne de şiirlerim imdadıma yetişir
rüyalar bizi belki buluşturur
ya da sensizliğin yaz akşamı üşütür beni"