Doğanın büyüsü açığa çıkıyor
göze gelen gerçeklik yeniden doğuyor
bir sarkaç misali uzanıyorum
ve göklere boy pos açıyorum
şimdi ise köklerimi arıyorum
Atalarımın kanından
şiddetin yuvasında doğdum
ötekileştirmenin ötesinde
ayrımın ortasında
nefes nefese kaldım
soluk almadan yaşadım
"Çoğumuzun kurtuluşu için
birkaçımız acı çekmeli
Çoğumuzun yaşaması için
birkaçımız ölmeli"
Doğadan bitkiler ediniyoruz
bizim yaratılışımızdan itibaren
onların büyüdüğü toprakları eşeliyoruz
bir tohum, bir mantar
ve bir ekin hasat ediyoruz
Bilge bir adam beliriyor
bana doğanın acımasızlığını öğretiyor
bir mantarın zehrinden arınmayı
bir meyveyi ağacı incitmeden toplamayı
ve öğretiyor bana hayatta kalmayı
Kendimi tanıtmak için izinler istedim
topluma karışmamak adına yeminler ettim
kendimi buldum bastığım her toprak parçasına
yalın ayak, çamurlu ellerimle
yürüdüğüm ormanın içinde
ne denli bir zenginliğe sahip olduğumu fark ettim
ve geri dönmek istemedim
"Benim kutsallığımı isteyebilirsin
ama iznimi asla
çünkü ilk nefes alışından beri özgür
son nefes verişine kadar serbestsin
özgürlüğün tadını çıkarman dileğiyle
istediğin zaman gidebilir
istediğin zaman geri dönebilirsin"