22 Aralık 2022 Perşembe

KALBEN YARALAMA

Yıldızlı gök kubbe altında yürüyorum
takriben bir gece yarısı
ve sokaklar boyu seni görüyorum
önce silüetin beliriyor
ve duyamadığım, doyamadığım
vakum yumuşağı saçların görünüyor

yıldızlı gök kubbe altında
bir gece yarısı

Sisli bulutların kapattığı güneş altında
zemheri mevsimin son aylarında
umursamaz tavırlarında kavruluyorum
ve zaman geçiyor, kayıp gidiyor
sürüklüyor beni uzak diyarlara
yine de dönüp arkama bakmıyorum

Önce uzak diyarlara ilk adımı atıyorum
uzanıyorum ıslık öttüren bozkırlara
ve de kurarken hayaller
dalıyorum oracıkta, sızıveriyorum
seninle kurduğum, kavuş bilmez alemlerden
özlem bitmez rüyalara

Akdeniz topraklarındayız
vücutlarımız toprağı delen bir kardelen gibi
boylu poslu kök salmış
bir o kadar bağlı, bir o kadar tutkun
ve de doyamıyorsun bana

Ve delicesine öpüyorum seni oracıkta
dudaklarımız sevişiyor
sen hiç olmadığın kadar ısınıyorsun
her dokunuşta şehveti tadıyorsun
öylesine savunmasız
ve de yarınlar yokmuşçasına sevişiyoruz

Şayet böyle bir rüyadan uyanılmaz
ölüm uykusuyla göreceğimi bilsem
ateşler içinde yanmayı yeğlerim
şayet ateşler içinde can vermek
sensizlik esareti altında kavrulmaktan 
daha fazla yakamaz canımı

"Kalben yaralama suçundan 
bir gün sende yargıılanacaksın
senin açtığın yara izinde
kor ettiğim ateşten yanan sigaram bilirkişi
ciğerlerim mağdur
bu satırlar şahidim olacak"





9 Aralık 2022 Cuma

TAHRİKİ BEREKET

Gün ağardı, güneş yükseliyor
bir başka gün, yeni bir filize kucak açıyor
ve de sen, sen ki 
şüphesiz günümün şaibesi
takıyorsun yine 
baştan çıkartan maskeni

Cam gözlü kalbini dışa açıp
sömürüyorsun gri gökyüzü gibi
sıkıntılı bozkırlarda
teker teker, tüm hislerimi

Önce yalpalı, eski topraklarda
okşuyorsun yüreğimi
tüm çıplaklığıyla
ve de yürürlüğe giriyor 
tekrardan sevişlerin uğruna
kutsallaşmış tahriki bereket
ve bitmek bilmiyor
kopuyor oracıkta
ansızın bir kavga kıyamet
hüznün yerini küslük
küslüğün yerini özlem alıyor

Kavga kıyamet bitiyor
gün yine ağarıyor
dibe çöktüğü gibi
yine yükseliyor güneş
aniden zirveye

Ve ben bereket sütü göğüslerinde
pelteleşmiş ağzımı toplayamıyorum
güceniyorum, konuşamıyorum
sadece gülüyorum

Şayet bizler
yarınlar yokmuşçasına yaşarken
sorgu suale tutulunca
savunmak üzere yine kahkahalar eşiğinde
gülmez miydik?

Şayet bizler ki
sırtımız her döndüğümüzde birbirimize
ihanetin keskin sapından tutup
ayrılığın sivri ucunu saplamak yerine 
sırt sırta verip
yine gülemez miydik?






4 Aralık 2022 Pazar

ŞAYET

"Sayın Tanrı'ya kalırsa
seninle sevişmek günahtır
daha neler?"

Şayet seninle yan yana 
tek bir bakış esasında
sevişmek tekrardan yürürlüğe giriyor

Ses seda etmiyorum
saklıyorum seni insanlardan
kimselere bahsetmiyorum
üstüme sinen kokun tüterken
kimselere anlatamıyorum

Şayet senden bahsetmenin 
tam sırası geliyor
meydanın tam ortasında
susuyorum ve de yürüyorum
arkama bakmadan

Çünkü biliyorum biriciğim
senden bahsedince
yargı zinciri asacak kollarımı
vuracak her biri sırayla
önce karnıma, sonra suratıma
kıvranacağım acıdan
ve de senin uğruna

Şayet ben korkmazdım senin yanında
kaçmaz savaşırdım, düşünmeden konuşurdum
şimdilirde kaçışlara kaldım, kaçıyorum
hürriyetin süt beyaz maviliği misali
firar ediyorum beni hapsettikleri 
nefret mahzenlerinden

Şimdiler farklı, sen yoksun
sensizliğin esareti altında
bir sigarada kavruluyorum
bin bir dumana boğuyorum
ve de boyuyorum kül rengi duvarları

Şayet senle duvarlara boya çarpmak vardı
oturulan mezarlıkta merasim etmek
ve de olmak vardı dudak dudağa
göğüslerinden bereket sütü emercesine tutkun
uğramak vardı sevilesi suratındaki yenilgiye
sensizliğin esaretinde, bir o kadar bozgun