30 Nisan 2022 Cumartesi

885 GÜN

"Toprak sevdiklerimizi aldığı için bu denli güzel kokar
bu yüzden hasreti hatırlatır
anımsatır ve de yaşatır
cenneti de cehennemi de"

Hasret rüzgarı kurutur toprağı
Gardenyalar büyür, güller açar önce
Ağlamaklı bahçeler yeşerir
Güneş bir başka ısıtır o ziyareti
Yağmur ıslatır, gürler bulutlar
Senin omzunda, seninle akar gözyaşları
Ne gök, ne bulut gürlemesi, ne de yağmur
Dinmek bilmez bu kavuş bilmez acı

Sanatı serenat eder ressamlara
Şiirleri kül eder şairlere
Sigarayı kül tablasına basmadan söndürür
Şarabı bardağa koymadan sarhoş eder
Cengaverler yıkılır, pehlivanlar yenilir
Kızıl mezarlık gülleri soluverir
Ölen öldüğüyle kalır
Arkada kalanlar yaşadığını unutur

"Benim ölümsüz aşkım
beni cennetine kabul et
eğer tanrı beni affetmezse
şeytanımla tanışacağım
ona seni anlatacağım"

885 gün
3 yaz, 3 kış
hatırladıkça mayhoş eden hatıralar




26 Nisan 2022 Salı

ÇEKİK TUTKU

Çekik gözlerinden şehveti alırcasına
Dudaklardan ısırılışın öyküsü
Haykıracağım!

"Ben senin şehvet oyuncağınım
yüzüme bile bakmayacağın son duraktayım"

Dudaklarım kadar sıcak, yüzüm kadar kesat
Soğuktan buz kesercesine
Adım adım, uzak uzak

Bir apartman girişi, sevilmeyen bir adamla
Sevilesi bir sohbet
Şüphesiz, korkusuzca 
Esaretten uzak
Terli vücutların ıslak dudakları bir oluyor

"Farklı topraklardan kavuştuk
üzerimdesin, kasıklarımda
ellerimin bereketiyle
kalbimde ve zihnimdesin"

Bir külah, Latin dalgaları kavuş eden bir bira
Belki aynı dumanı paylaşan iki dudaklar
Belki zevk içinde kavrulan doyumsuzlarız

Ne kadar sürerse sürecek
Geriye bakmayacağım

"Kutsal tahriki dudaklarımla
senin bereket sütü göğüslerine ineceğim
senin azap çektiğin geçmişini unutturup
şüphe duyduğun geleceğini hatıralarla süsleyeceğim"




14 Nisan 2022 Perşembe

KAVUŞ BİLMEZ / ŞAİR HATIRASI

Bu gece bir meşe altında, sırt sırta
Yükümüz ağır, sana göre bir dost
Bana göre bir vaveyla kopmuş gitmiş
Bir tufan çıktı, buhran yayıldı, yer göğü çığırdım

Dudaklarından açık ara bir söz çıkıverdi
Bir şişe edasıyla, bütün bir geceyi unutulmaz kılacak
"Ben daha önce sürülmemiş, saf bir tarlayım
deneyimsiz, tatsız tutsuz, ruhani bir serenatım"

Ben taze bir çığlığım, karanlıktaki kasvetim
Sen kimsin? Sen kaybetme korkum
Bakire aşkım, berrak şehvetim
Satırlara yazmaktan korktuğumsun

Adını defterlere yazdım, kalem kağıt şahidimdir
Öpülesi ağzını kusursuz işledikten hemen sonra
Tüm çıplaklığını, boya tutmuş saçlarını
Betim edercesine, ağır ağır resmedeceğim

Bir şarap
Bin bir sükunet
Bir topluluk
Onlarca başkaldırı
Kayboluşlar
Ve de bitirişiyle meşhur
Benden sana bir sayfa
Şairin kavuş bilmez hatırası



8 Nisan 2022 Cuma

TRANSİLVANYA

Ben bu satırları bir gün değil
Bin zemheri yaşattım
Kalem yazmaz oldu
Kilometreler boyu, yetmez

Son zemheri ucunda
Ne tren, ne de otobüs yok
Ruhlarımıza karışmış esaret var
Korku var, kaybetmeye dair
Şüphe var, yaşamaktan öte
Ölümden vasat
Nefesi nikotin ettiğimiz gecelere
Lanet edercesine

Ne garip hadiseler, nece garip badireler
Sokak sokak, dudak dudak
Biraz duman, biraz kül
Kafenin birinde oturup 
Bahçesinden gardenya
Tezgahından çay toplamak gibi

Ve ben kendimi bu güven karşıtı harekete ortak ettim
Gözlerin kadar yeşil
Dudakların kadar sıcak
Bereket sütü göğüslerin kadar naif ormanlar keşfettim

Kışı seninle bıraktım, yazı sen getirdin
Gök kızıl saçlarımı ellerine emanet ettim
Ve bizi sürgün ettiler, tefe koydular
Adını anıp anıp zikrettim

Bilmezsin cancağızım, bilemezsin
Burada kuru soğuk, yakar güneş var
Sensiz mevsim yok, ne ay, ne de güneş
Senin gelişin, benim çekip gidişim var
Bir fotoğrafın rüyası var mesela

Şubat ayı geldi geçti, üzerinden bir tren
Bin bir ayrı otobüs, türlü insan
Kirli sakal bir yaratık çıktı 
Yürümedim, kaçtım, korktum
Bertaraf ettim, çuvallarca nikotin mundar
Harap olurcasına bir kavruluş yarattım kendime
Oysa direnmek ne güzel bir sanattır

Senin bakışlarına direnmek
Dudaklarına kavuşma arzusuyla
Oturup sekiz şiiri tek bir kalemde çürütmek
Satırları kovalayan ilham perilerine özlem duymadan
Aylar sonra, senin için, yeniden tanışmak bu tutkuyla
Ve sen yaz güneşi kadar doğu yakasından bir kez doğdun
Bu sefer kavuşacağız, ruhlarımızı esaret etmeden
Korkmadan ve şüphe gütmeden
Aylar sonra, senin için, yeniden