Ben ki, bir rüya için
bin bir ağıt yaktım
onca ölümlüden öte
nece bir ölümsüzsün ki
sana kıyamadım
Bir silahla yaşadım
bir kılıçla öleceğim
ya da senin buyruklarında
seninle yaşlanıp
seninle gömüleceğim
Gece oldu, karanlık çöktü
ben ışığı gözlerinde gördüm
Gün ağardı, filizler yeşerdi
ben nefreti şefkatine gömdüm
Bizler, sen ve ben
adeta kök saldık
kökler sarmaş dolaş
kökler ölesiye bağlı
ruhlarımızı temsil ediyor
Elbet bizler
sen ve ben
kopacağız
ayrı gayrı
uzak uzak
seni kollarımdan alacaklar
Ben yine de seni bulma umuduyla
senin için tekrar kök salıp
senin için tekrar
toprağa hükmedeceğim
eskisinden güçlü
eskisinden görkemli
bir o kadar heyecanlı
ölümüne kuvvetleneceğim