30 Haziran 2021 Çarşamba

CİĞERLERİ DEŞEN NEFES

Bazen gözlerin kapalıyken daha fazla şey görürsün. Bu en çok korktuğun, evham geçirdiğin geceler, o uykuya dalmak için çırpındığın an oluverir. Ancak bir şeyleri kaybedince, her şeyin kıymetini anlarız, peki ya ciğerlerine dolan bu nefes? 

Ölümü bilmek her şeyi değiştirir, sana ne zaman öleceğini söylesem, bütün dünyan paramparça olurdu. İnsan hayatın kıymetini bilmiyor. İnsan uykuda, ölüm yakın, kıymetsiz ve değersiz. Bir gün biri sana ölmekte olduğunu söyleyecek. Ne hissedeceğini düşündün mü? O ağırlığı düşün, oturduğun yerden kalkmaya çalışacaksın, tabi kalkabilirsen. Zaman senin için tik tak işleyecek, her şeye farklı bakacaksın. Her şey farklı kokuyor, her şeyin lezzeti bir başka gelecek. Bir bardak su ve ufak bir parkta yürüyüşün tadını farklı alacaksın. İnsanların çoğu saatin kendileri için ne zaman duracağını bilme lüksüne sahip değiller. Ve çelişki de buradadır. Bunlar kendi hayatlarının değerinin farkında olamazlar. Suyu içmeye devam ederler, ama o bir bardak suyun ne kadar lezzetli olduğuna dikkat bile etmezler. Çünkü ölümün bilinmesi, her şeyi değiştirir.



20 Haziran 2021 Pazar

ÜST İNSAN AHİZESİ

Sabahın gürültüsü, gecenin ferasetine denk düştü
Ölüm kavgası burada başladı, şeytanımla tanıştım
Yağmur kadar ıslak, güneş kadar sıcağım 
Telefon ahizesinden sızan kan üzerimi haylice kirletiyor
Dakika durmak yok, umarsızca yazacağım

Dişlerimi gösterdim, ruhumu ateşe verdim
Cılız, küçük, özel ve tarifsiz bir yaratık masamda
Kollarımı kaldırdım, gülümsedim ve afalladım
Ona kudretimi ilan ettim

"Yürüdüğüm nehir yolunda, bilgelik adına
Ben kutsal aşk kudretinden dirileceğim
O zaman gerçek çılgınlık olarak yaşayacağım!"

"Ben tapınım sundum! Ben hayattayım!
Ben üstinsan kadar delirmiş bir felaketim
Geri dönme şansı yok, hala oradayım!"

Sessiz sedasız, baş başa veya ayrı gayrı olacağız
Her zamanki gibi tek bir kelam etmeden susacaksın
Uzak ve yakın, başka topraklara göçsek bile
Benden uzaklaştıkça kurtulacaksın




  

12 Haziran 2021 Cumartesi

ÖLÜMSÜZ

Şikayetim sana değil
Cayır cayır kavuran bu güneşin altında
Senin toprağına sarılmaktan ibaret

"Toprak sevdiklerimizi aldığı için mi böyle güzel kokar?"
Ola ki, ölümün bana sunduğu terane son bulsaydı 
Tekrar gelir miydin?
Bir daha sever miydin bakır saçlarımı?

Taziye evi, Kasım ayı, yıl 2019
Gittiğin günden beri İstiklal ısınmıyor
Ne insanlar, ne de sarhoş palavraları 
Dar sokaklarda bile senin siluetin, susmuyor
İşte öyle bir kış, öyle bir ayaz, öyle bir mevta

Ben o sarhoşlardan biriyim, dudaklarım uçukladı
Şehri terk etsem bile aynı palavra
"Sen öldün, ben ağladım"
Tatlı kadavra






3 Haziran 2021 Perşembe

CANLANMAK ÜZERE

Geceye karşı uyanıp, rüyaların tahrif edilmesi gibi
Ölümden beter, üst insan çılgınlığı, sabaha doğru bir vaveyla
Dilinde jilet, elinde vesikalık, kesik dudak, korkunun tekerrür edişi

Bu kara fon, işte o, bu iblisin çağ öncesi sonatı
Nasıl geçti üç sene? Neden uykusuz sabahlara yelkenim
Neden bu kara fon kulaklarımı yırtıyor? Nedendir bu evham?

Sabah olur, gözler yine açılır, ağlamaktan gözlerin kısılır
Tüylerin dikenlenir, klasik müzik, kara fonu bastırır
Bir sigara yakar, küllenir, jilet ile damağını deşip
Ağzını tatlandırır ve ateşe verdiğin vesikalığın dumanıyla yıkanıp
Şöyle bir bakarsın kendine aynada

"Hayat yaşamaya değer, hayallerin var, yaşıyorsun, bu tutku
Bu hissiyat, bu nikotin, bu acı seni, ölmüş ve öleceklerine karşı
Yenilenmiş, tam takır ve başyapıt olarak nitelendirecektir"

Sonsuz yaşamı istiyorsan, yaşam ekmeğinden bir parça al
Kan şarabı kımıza doldur ve kirli yüreğine yeni isimler gömmek üzere 
Her gece aynı serüveni yaşamak için nefes almaya devam et
Çünkü sen BİRİNCİLOĞUL, sen yaşadığın sürece kıymetlisin
Öldükten sonra özleneceksin fakat senden geriye kalan tek şey şiirlerin olacak